7 Aralık 2020 Pazartesi

AMATÖR LİGLERİN YERİNİ MAHALLİ HALI SAHA LİGLERİ Mİ ALACAK?


Çok ama çok uzun yıllardır Medya Dünyasında Futbol ağırlıklı yazılar yazan, haberler yapan biri olarak ifade etmek isterim ki ”
 Bu Pandemi süreci bizi futboldan soğuttu galiba….”

Beykoz Futbol Takımının ilk maçına 1980’li yılların başlarında gitmiştim…Rakibimiz  Vefa Simtel ya da Galata idi….Anadoluhisarı Spor Akademisi Stadında ilk kez gitmiş idim… Belediye Otobüsüne binip Marmara Üniversitesi Akademi durağında inip stat yoluna gittiğimde önce etrafı bir dolaşmış idim..tribünlerin tam karşısındaki boş alandan bir süre sahayı izleyip, yeniden tribün girişine yönelmiştim.

Neyse maça girdik girmesine de havada Kış mevsiminin kasveti, sıkıcılığı ve kara bulutları sarmıştı her yanı…tribüne ilk girdiğimde sahaya bakmayı bırakıp , tribünlerdeki renkli simaları izlemeye koyuldum. Kır saçlı neşeli mi neşeli bir amca vardı…herkes ona saygı duyar ama muzipçe laf yetiştirmekten de geri durmazdı. Sonraları bize Spor Yazarlığında ilham kaynağı olan Rahmetli Hasan Albayrak olduğunu öğrendim o neşeli amcanın…

Müthiş renkli simalar vardı tribünlerde…Yalıköylü Bankacı İskender Abi vardı mesela ilk aklıma gelenlerden…sahada dolaşan bir görevliye takılıp dururdu…sonradan Saha Komiserliği diye bir işin olduğunu ve o takıldığı kişinin de Beybaba Yaşar olduğunu öğrenecektim.

Beykoz Tribünlerinin ana simaları Yalıköy, Şahinkaya, Korubaşı-Kemerüstü ve Ortaçeşme’de oturanardan oluşmakta idi. Anadoluhisarı Akademi Stadında gitmek bile biz küçükler için sanki deplasman gibi idi. Abim Muammer ile işte o anlarda başladık Beykoz Spor Kulübünün arşivini tutmaya, daha doğrusu ilk o başladı ben devam ettirdim desek daha doğru olacak.

Aldığımız harçlıklar ile maçlardan bir gün sonra sabırsızlık ve heyecanla Şahinkaya’dan Beykoz’a iner gazete alırdık. Sonrasında Beykoz maçının bulunduğu sayfayı abim itina ile keser sonrasında uhu ile defterimize yapıştırırdı. Karagümrük, Karşıyaka, Galata maçlarındaki büyük taraftar kitlesi aklıma gelir.

Yedikule, Feriköy, Süleymaniye Sirkeci, THY, Eyüp, Anadolu, Sarıyer, Vefa Simtel gibi ikinci ligin İstanbul Takımları ile oynanan her maç çekişmeye sahne olurdu.

Neyse nerden başladık nerelere geleceğiz diyelim…kim bilir 40 yıllık zaman zarfından kaç kez maça gittim?, kaç olaylı maçta taşlar kafamın yanından vızır, vızır geçti gitti…tribünlerden kaç arkadaşımız amcamız, dostumuz geldi geçti ebedi aleme göçtü…hele ki bu pandemi sürecinde de tribünlerden tanıdıklarımız da aramızdan ayrıldı…

Sonraları işin Medya-Gazetecilik boyutuna geçtim, yüzlerce Beykoz Maçı Haberi yaptık, kaç deplasman yaptık saymakla bitmez…hayatı boyunca Beykoz’dan ayrılıp Sirkeci, Eminönü, Üsküdar, Beşiktaş dışında merkezi yerleri bilenler dışında İstanbul dışına çıkmamış binlerce Beykozlu varken, biz geçenlerde hesap ettim hem Beykoz Maçları, hem de çalıştığımız Gazeteler adına 40’dan fazla kente maça gitmişiz…

Açıkça söyleyeyim şu İddia oyunu başladığı günden itibaren de soğudum futboldan, öncesinde Ali Sami Yen ve İnönü Stadında birçok maça giderken şimdilerde ise futboldan soğudukça soğudum….Milli Takım maçlarını bile yıllarca 90 dakikayı bitirmeden kapattım televizyonu…ha son bir iki senedir değişen kadro yeniden Mili maçları izlemeye sevk etmedi değil.

İnsan aklıselim düşününce çok farklı şeyler geçiyor kafadan…mesela Süper Ligde Trilyonlara oynayan futbolcular için anlı-şanlı Kulüplerin yardım kampanyaları yapmaları ne kadar da tuhaf…paran yoksa olduğu kadarına yeteni alacaksın, borçlandıkça borçlanmış kulüpler var ki sanki devlet ya da hükümet ” Aman ha bir sosyal patlama olmasın, dokunmayayım, üzerine gitmeyeyim kulüplerin..” düşüncesinde. Bugün kulüplere hadi artık vergi ve diğer borçlarınızı deseler Türkiye’de Kulüp kalmaz…her biri kilit vurur kapısına…

İşin tuhafı bu kadar borç batağında iken burunlarından kıl aldırmıyorlar, altyapılarından oyunculara kadroda yer vermiyorlar…oysa özellikle Beşiktaş ve Galatasaray 80’li yıllarda kendi altyapısından yetişen gençlere yer verirdi kadrosunda.

Kulüplerin kadrolarında geçmişte oynamış futbolcular ile kim bilir kaç tane alacak-verecek davaları bulunmakta. Nitekim UEFA’dan ceza alan kulüpleri de sıklıkla duyduk. Peki neden Altyapıya önem verilmez hiç…şu pandemi sürecinde bile trilyonlarca borca girip yabancı futbolcular alınmakta. Peki bu transfer bedelleri acaba devlete vergi anlamında kaç lira olarak gösterilmekte?

Düşünün ki işinden, gücünden olmuş binlerce insan elektrik, doğalgaz, su faturasını birkaç ay ödeyemese hemen kapatılıyor hizmete. Ya Süper Lig Kulüplerinin trilyonlarca borcu neden görülmüyor? neden yaptırım yapılmıyor? mesela şu kadar transfer limitin denirken, vergi daireleri ve devlette gelip borcunu düzenli bir ödeme planına dahil etmez isen bir futbolcu bile alamazsın demiyor? neden hep Anadolu ve sahipsiz bırakılan kulüpler çekiyor bu çileleri…

Nerde Fenerbahçe’ye 6 gol atan Aydınspor, nerede 80’li yıllardaki 1.Lig Takımı Orduspor, Kocaelispor bile yıllar sonra borçlarını hafifletip dönebildi liglere…birçok kulüp kulağını tersten gösterip atlattı bu durumu….isminin başına sonuna Yeni ilavesi ya da Sponsor ismi yahut ta kuruluş tarihini ekleyip başka isimler ile var olma mücadelesinde.

Pandemi süreci insanları futboldan soğuttukça soğuttu, sosyal medya kaptı o taraftarları…evinden ekrandan maç izlemek kimseye keyifli gelmiyor…spor kanallarının altyazılarından falanca takımda Covid-19’a yakalanan şu kadar futbolcu var öğrenip duruyoruz…Süper Lig dışındakiler battı batacak gibi…

Amatörler mi? bırakın Allah’ınızı severseniz…70’li 80’li yıllarda Amatör Liglerde oynamış bir iki sene sonra en üst lig olan 1.Ligde takımlarda yer bulabilmiş birçok futbolcu varken şimdilerde, Süper Lig takımlar ya yurt dışından ya da bir birlerinden oyuncu transfer etmekte. Bir alt lig olan TFF 1.Liginden oyunculara bile tahammülleri yok…

Bölgesel Amatör Ligler oynanacak mı? oynanmayacak mı? gündemde bu var, tabii ki Beykoz Gündeminde de…hadi oynatılacak dendi ki benim şahsi fikrim kesinlikle oynatmazlar…her hafta futbolcu teknik kadro ve diğer isimler ile birlikte ortalama 20 isme diyelim Covid-19 testi uygulama mecburiyeti olacak bunu kim ödeyecek?

Eskiden kulüpler sıkıştıkça mahallenin esnafına gideler idi…” Ahmet Abim hafta sonunda Sakarya deplasmanına gideceğiz, futbolcuların otobüs parası lazım ” , ya da galip gelindi ise üçer beşer pirim için toplanırdı paralar…şimdilerde ilçelerin anlı-şanlı marka işyerleri, dükkanları bile iflas etmemek için çırpınmakta inanın 10 lira bile verecek durumda değiller…

Peki nasıl olacak bu iş ? bu andan sonra altyapıya önem vermeyen kulüpler patır, patır dökülecek, kapanacak ya da satılacaklar…hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…ilçe dışından transfer yapma niyetindeki kulüpler kesinlikle bu işten uzak duracaklar…tek ayak üzerinde çırpınan amatör kulüplerin çoğu batacak, kapanacak.

Resmi müsabakalarda parasız pulsuz, ” Vatan, millet Sakarya ” edebiyatı ile beş parasız oynayacaklarına futbolcular haftada bir gün halı sahada maça çıkarım yeter bana diyecekler….aslında olmayacak iş değil, resmi lig maçları yerini Halı Saha Ligleri de alabilir…bunun denemeleri, örnekleri veteranlar ligleri ile fazlası ile var…İstanbul Mahalli Halı Saha 1.Ligi, Halı Saha 2.Ligi, Halı Saha Bölgesel Ligleri kurulacak diye düşünmekteyim..

Allah Futbol sektöründen geçimini sağlayanların yar ve yardımcısı olsun…işte şimdi futbolculuk yaparken , okumanın da önemi ortaya çıktı gibi…eskilerde profesyonel liglerde Doktor, Avukat, Mühendis futbolcular vardı…şimdi de amatörlerde buna şahitlik etmekte idik ve onlar da artık kendi mesleklerine kesin dönüş yapacaklar gibi…

Süper Ligdeki Trilyonluk takımların ağlamalarından, yardım dilenmelerinden Amatörler sıra gelir mi hiç? profesyonel mukavele yapılırken takımlardan amatörler de bir pay ayrılabilir mi diye aklımdan de geçmiyor değil….


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder