24 Nisan 2024 Çarşamba

MARMARA ÜNİVERSİTESİ SPOR VE MEDYA PANELİNE EV SAHİPLİĞİ YAPTI


Türkiye'de Üniversiteler arasında özellikle eski ifade ile Spor Akademisi, yeni tanımlama ile Spor Bilimleri Fakültesi olarak çok önemli bir yeri olan Marmara Üniversitesi başarılı bir etkinlik programına daha imzasını attı.

Spor Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen " Spor ve Medya " Başlıklı Panele televizyon ekranlarından da tanınan spor adamları katılım sağlarken, etkinlik sonrasında Türk Futbolunun Röntgeni de çekilmiş oldu.



Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı ve TÜFAD İstanbul Şube Başkanı Prof.Dr.Mehmet Yorulmazlar'ın moderatörlüğünü yaptığı panele Beşiktaş Kulübü Eski Yöneticilerinden, Fotomaç Gazetesi Spor Yazarı Türk Futbolunun deneyimli spor adamlarından Sinan Vardar, TRT ve ATV Spor Kanallarının Futbol Yorumcularından Alp Pehlivan, Gazeteci Spor Yazarı ve TRT Spor Yorumcusu Fatih Doğan, Fanatik Gazetesi Yazarı, Gazeteci Tunç Kayacı,  Anadolu Ajansı Spor Yayınları Koordinatörü Ersin Şiyhan konuşmacı olarak katıldılar.




Program 3 bölümden oluştu, birinci bölümde konuklar kendi açılarından Türkiye'de Futbolda gelinen noktayı yorumlarlarken, İkinci Bölümde Mayıs Ayı Sonunda TFF Riva Tesislerinde yapılacak  Uluslararası  Futbol ve Bilim Kongresine ilişkin görüşlerini ve bakış açkılarını yansıttılar son bölümde ise izleyicilerden gelen sorulara yanıtlar verildi.




Programın genelinden orta çıkan tablo ise Türk Futbolunda temel bir değişimin yaşanması beklentisi ve bunun öncüsünün de TFF Seçimi olacağı idi.




Programın Moderatörü Prof.Dr.Mehmet Yorulmazlar, Mayıs Ayında yapılacak Futbol ve Bilim Kongresi öncesinde yapılan bu panelin alt amacının kongrenin altyapısını yapmak olduğunu söyledi. " Bununla ilgili değerli konuklarımızdan görüşlerini alacağız, bu bize neler getirir, sonucunda neler çıkar bunları yorumlayacağız. Türk futbolu hakkında neredeyiz, neler yaşanıyor kısa ve öz değerlendirmeye çalışacağız. Amacımız bir nebze de olsa sizlere değer katabilmek, bunun için de çok değerli konuklarımız var. " diye konuştu ve programı açtı.




Sinan Vardar, " Türk Futbolunda o kadar çok genç yetenek var ki, önemli olan bunları ortaya çıkarmak, bunlar için çaba göstermek ...ben bunun eğitimini almadım ancak 16 yaşımdan beri futbolun içindeyim, 17 yaşında profesyonel futbolcu oldum, 18 sene futbol oynadım, 8 kulüpte başkanlık yaptım. Karşıda oturduğumdan buraya gelince hatıralarım canlandı. Anadoluhisarında çok maç hatıramız var, Boğazdaki 4 kulüpte ki bunlar Üsküdar Anadolu, Beylerbeyi, Anadoluhisarı İdmanyurdu, Beykoz...hep gençlere önem verdim, danışman olarak Güven ve Mehmet Hocalarımın değerli fikirleri ile çok şey öğrendim. Boraks madeninden daha kıymetli olarak gördüğüm siz gençler ve sevdiğim kişilerle birlikte olmak beni çok mutlu etti. " dedi.



Türkiye'de herkes günü kurtarma düşüncesinde. Türkiye'de Eğitim ve Sporun kesişmesinin çok ama çok zor olduğuna vurgu yapan Vardar, " Avrupa'da Saat 2 ya da 3'de okul eğitimi bitince spor saha ve salonlarının yolu tutulmakta. Çok erken yaşlardan başlayan hatta 5-6'ya inen ülkeler bile varken bizde sadece şampiyonluğa odaklı bir duruş olduğundan altyapıya önem verilmemekte. 12 Yabancı futbolcu oynatma hakkını sonuna kadar kullanırken Türk Futbolcusu görülmezden gelinecek. 8 Kulüpte Başkanlık yaptım, hatta birinden yani Beylerbeyi'nden bir örnek verecek olursam Şampiyonluk yaşayan U18 Takımımızdan 17 futbolcu üst lige transfer oldu. " dedi.

Beinsport Kanalı Yorumcusu Fanatik Gazetesi Yazarı Tunç Kayacı  kendisinin de Marmara Üniversitesinden ama İletişim Fakültesinden Mezun biri olduğunu hatırlatarak başladığı konuşmasında, " Tabii Türk Futbolu neden bu halde, sorunları, sıkıntıları söyleyeceğiz ama en başta çuvaldızı kendimize batırmalıyız onu söyleyeyim. Peki neden bu durumda birincisi bir marka değeri olamadık, ikincisi altyapı, taşeron üretmeden tüketmek...biz futbolun ticaretini yapıyoruz, bir kere üretmiyoruz, al-sat...ben her zaman şunu savunuyorum üst yapı olmadan altyapı olmaz, sıkıntı üst yapıda. Türkiye'de çok ciddi bir yönetici problemi var, çünkü herkes tribüne oynuyor. Bugün Semih Küçüksoylar Türk Futbolunda varsa altyapılardaki hocaların değerini biliyoruz bunun büyük emeği var ama onlar çaresizlikten yıldızlaşan isimler. Bugün Arda Turan, Nihat Kahveci Türk Futbolunun markalarıdır, bunlar altyapıdan yetişmiş isimlerdir. Gerets kampa gidildiğinde Arda Turan için Manisa Vestel'de oynayan kiralık futbolcumuz dediğinde bırakın gitsinler derken yönetimin kararı ile takıma dönmüştür, bugün Teknik Direktörlük yapıyordur. Marka neden olur iyi futboldan ! bakıyorsunuz tribünlere bomboş. Ben Sinan Abinin Beykoz'da futbol oynadığını biliyoruz, Türkiye'de nüfus 40 milyon iken tribünler dolu idi, 80 milyona geldik, aştık tribünler bomboş! " diye konuştu.

Kayacı konuşmasının devamında "  Bakın Sivas'ta uzun yıllardır Futbol Gelişim Direktörü olan Murat Dizdar U17 Yaş Türkiye Şampiyonu olan takımı ile A Takımına nice isim, Milli oyuncu yetiştirdi. Sivas uzun yıllardır Süper Ligde, genç futbolculara değer vermekte. Bir seminer için Antalya'ya gelen Platini'ye 70'lerde sıradan bir ülke takımı iken Fransa nasıl oldu da başarı yakaladı dediğimde Futbolu Liselere yaydıktan sonra diye yanıtladı. Bana göre Türkiye Futbol anlamında Avrupa'nın Brezilyasıdır, ancak hala yurt dışından oyuncularla dolu ligimiz. Türkiye'de artık radikal değişimler olmalı 15 kişilik Yönetim Kurulundan oluşan kulüpleri 2 kişi yani Başkan ve Mali İşlerden sorumlu yönetici yönetmekte. Liyakat yok, medya da reyting ve popülizmin esiri oldu." dedi




Kayacı Türkiye'de sınıfta kalan tek spor dalının futbol olduğunu söylerken  " Diğer branşlarda bu yok...un var, şeker var yağ var helvayı yapacak kişi bulunamıyor, bulunsa da helvayı yanlış yapıyor. İnşallah Mayıs Ayında yapılacak TFF seçimi ile birlikte yeni ve çok güzel günlerin başlangıcı olunur " dedi.


Aralarında Beykoz'un da olduğu pek çok Profesyonel Lig takımında kalecilik yapan, daha sonra antrenörlük kariyeri de olan TRT Spor Yorumcusu Alp Pehlivan ise " Türkiye'de her şey 4 büyüklere endeksli bunun bariz örneğini bende yaşamaktayım, Ekranlardan yorum yaparken söylediklerim, futbolculuk ve teknik adamlık kariyerim hiç kimsenin umurunda değil, yeter ki benim taşıdığım bir bayrak olsun ne olursa olsun gelen mesajlarda sen nerde oynadın ki bileceksin, 3 büyüklerde mi oynadın ki yorumcu oldun yorum yapıyorsun diyenlere muhatap olunuyor. Yeter ki siz bir bayrak tutun, bağırın çağırın, doğrucu olmanız önemli değil. Aktif futbolculuk kariyeri sorasında 7-8 takımda görev yaptım. Türkiye'de başarılı olmak da bir anlama ifade etmiyor, görev yaptım takımların bazılarında başarılı olup yönetimin hedeflerini tuttursanız bile bir gün bakıyorsunuz en ufak tabirle yollar ayrılıyor mesajının muhatabı olunuyor. Ümit Aktan'ın yaptığı bir programa konuk olduktan sonra 14 senedir ekranlardayım. Hem TRT Spor hem de A Spor'da yorumculuk yapıyorum. Fatih Doğan da bilecektir, Saha içinden yorum yaptığımız anda ruhumuza işleyen o çimin kokusunu hissedebiliyoruz. Ekranda olmak tabii ki güzel, insanız tanınmak ilgi görmek güzel ama o çim kokusu fazlası ile cezbediyor" dedi.




Alp Pehlivan ikinci bölümdeki konuşmasında ise Mayıs Ayı sonunda gerçekleşecek olan Uluslararası Futbol ve Bilim Kongresini önemsediğini ifade edip çok mutlu olduğunu söyledi. Pehlivan Kongrenin mümkünse bir kanal tarafından da yayınlanması önerisinde bulundu ve " Kral Çıplak " dendiğini bu kongre ile göstermek gerek dedi.

Prof.Dr. Mehmet Yorulmazlar Alp Pehlivan'ın konuşması sonrasında öğrencilerine yaptığı değerlendirmede üst düzey takımlarda futbol oynanmaması durumunda Alp Pehlivan örneğinde olduğu gibi zorlukla tırnağıyla tırmalayarak bir yerlere gelinebildiğine vurgu yaptı ve " Önünüzde birçoğunuz için çok zorlu bir süreç var, bunu bilmenizde fayda var " dedi.

Marmara Üniversitesi Mezunu olan ve Spor Yöneticiliği anlamında İstanbul Üniversitesinde Doktorasına devam eden Anadolu Ajansı Spor Yayınları Koordinatörü Ersin Şiyhan futbolu olumsuz bakış açısından öte farklı bir yönü ile değerlendirmek istediği söylerken, " Futbol aslında güzel bir oyun. Bugün dünyada milyonlarca insanın peşinden koştuğu, milyarlarca insanı da konuşturan bir spor dalı. Bu anlamı ile bakıldığında tüm dünya genelinde futbolun olumlu etkisini çok güzel ve faklı şekilde görebiliyoruz. Bugün her hangi bir maçın ardından sabah işe giden bizlerde, her hangi bir şirketin ceo suda ya da her hangi bir ilin en ücra köşesindeki kahvehanenin de aynı muhabbet yapılabiliyorsa bu futbolun ne kadar etkili ve değerli bir aşamaya geldiğini bize göstermekte. Yine başkam bir örnek vermem gerekirse bugün Arjantin deyince Devlet Başkanının ismini bilen çıkmaz ama Messi denince Nepal'in Dağ Köylerinde yaşayan Arjantinli Messi olarak bilir, keza Cristiano Ronaldo dendiğinde onun bir futbolcu ve Portekizli olduğu herkes tarafından bilinir." diye konuşmada bulundu.

Şiyhan konuşmasının devamında ise spor ve futbolu yönetenler anlamında ortak bir doğruda buluşulamamanın sıkıntılarının yaşandığına dikkat çekip, futbolun paydaşlarının herkesin mantık ölçülerinde verecekleri cevap ve önerilerin önemine vurgu yaptı. Türk Futbolunun 1 yıllık süreçte büyük yara aldığını belirten Şiyhan Dünya Futbolunda ciddi bir değişim süreci yaşanırken buna örnek olarak da İtalyan İnter Kulübünün Sahibinin Çinliler, Mancester City Kulübünün ise Arap olduğunu verdi. 




Türkiye olarak bu değişimde geride kalındığını söyleyen Şiyhan, 4 Büyük diye tabir edilen kulüplerin toplamda 20 milyar lirayı bulan borcun sahibi olduğunu söylerken, gelecek sezon birçok kulübe de transfer yasağının geleceğini hatırattı ve bu borcun faizlerinin bile ödenmekte güçlük çekildiğini ifade etti. Son 10 yıllık süreçte kulüp takımları ve Milli Takım düzeyinde başarısız bir tablonun göz önünde olduğuna vurgu yapan Şiyhan, Yarı Finale kalmanın bir başarı olarak gösterilmesinin anlamsız kaldığını söyledi. 



Ersin Şiyhan programın ikinci bölümündeki konuşmasında ise " Son yıllarda bilimsel anlamda sosyopolitik ve jeopolitik durumların Futbolda önem kazandığını görmek mümkün." derken 1970'li Yıllardan Honduras-El Salvador, 1986 Dünya Kupasından Arjantin-İngiltere maçlarında bunun bariz örneklerinin yaşandığını son olarak da Katar'daki Dünya Kupası Finalinde yan yana gelmeyen Arap Ülke Liderlerinin Final maçını yan yana izlemelerini ise bu kapsamda örnek olarak sundu.




Spor Yazarı ve Televizyon Yorumcusu Fatih Doğan ise konuşması için 3 kısa konu belirlediğini söylerken, " Dikkatinizi çekeceğimiz düşünüyorum ve çözüme dair iki önerim ve bir tespitimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye'de 208 Üniversite var, 88 Spor Bilimleri Fakültesi, 18 Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu, 346 Profesör, 504 Doçent, 639 Doktora-Öğretim Üyesi, 400 Öğretim Görevlisi, 422 Araştırma Görevlisi, toplamda 2280. 29 Bin 641 tane Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencisi var, 43 Bin 239 da Beden  Eğitimi Spor Yüksek Okulu Öğrencileri ile birlikte yaklaşık 72 bin öğrenci var ki hocalarımıza da baktığımızda 85 bin aktif ortalama spor bilimleri ile iştigal eden eğitimli nitelikli bir kadro var. Çözüm anlamında tabi sizden önceki mezunları da eklediğinizde bir hayli rakam ediyor bu kadrolar Türk Sporuna yerleştiği zaman, Türk Eğitim Sistemine yerleştiği zaman sorunu temelinden çözmeye başlayacağımıza inanıyorum. Yapılacak ve odaklanacak tek şey sizlerin ve sizin gibi arkadaşların ve hocalarımızın doğru yerlerde doğru konumlarda güçlü bir şekilde konumlanmalarını sağlamak. Bunun için yasalar, yürütme organları ve talimatlara yapılacak eklemelerle bu iş düzelir. Yani Türk Sporunun, Türk Futbolunun düzelmesini istiyorsanız işi ehline vereceğiz. Parası olduğu için Başkan olan insanlar, aman bu borcu o katabilir dendiği için futbolun f sinden anlamayan insanlarla bu işin çözülme imkanı yok " dedi.




Fatih Doğan, Futbol camiasında değişik ortamlarda dillendirilen ve kendisinin de 2 yıl önceden başlayarak önerdiği Üniversitelerde Spor Bilimleri Fakültesi kapsamında açılacak Hakemlik Bölümü ile hem okulda okuyanların burs, yabancı dil eğitimi ile koordineli bir eğitim sonrasında şimdilerde fazlası ile yaşanan Hakem sıkıntısının 4 yıllık süreçte ortadan kalkabileceğini önermesini yeniledi.




Doğan Marmara Üniversitesinin Türkiye'de bir ekol olduğunu ve şimdi eğitim görenlerin belki farkında olmadıklarını ancak Spor Bilimleri Fakültesinden Mezun olanların diğerlerine göre 10 adım önde olduklarına vurgu yaptı.

Bu arada Fatih Doğan'ın Türkiye'deki Spor Bilimleri Fakültesi ya da Besyo'lardan mezun olanların sayılarının da içeren bir rakamsal sunum yapması dikkatleri fazlası ile çekti.

Programın soru-cevap kısmının da sona ermesiyle katılımcılara çiçek takdimine geçildi.





Fatih Doğan'a çiçeğini Marmara Üniversitesi SBF Dekan Yardımcısı Doç.Dr.Sinan Bozkurt, Alp Pehlivan'a Marmara Ünv.SBF Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. Çetin Yaman, Sinan Vardar'a Marmara Ünv. SBF Antrenörlük Bölümü Başkanı Prof.Dr. Güven Erdil, Ersin Şiyhan'a Marmara Ünv. SBF Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Serap Mungan Ay, Tunç Kayacı'ya ise Beykoz Kulüpler Birliği Başkanı Asım Özdemir taktim ettiler.

TALİP ERCAN ( ERHA BEYKOZ )





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder