3 Aralık 2019 Salı

TALİP ERCAN, " TOPLUMSAL HALLERİMİZ VE GERÇEK ENGELLERİMİZ "


Her sene 3 Aralık günü Dünya genelinde özel etkinliklere sahne olan " Dünya Engelliler Günü " dolayısı ile sosyal medyada birçok etkinlik haberleri ve mesajlara rastlanılmakta...


Şu fani hayatımızda birbirlerimize karşı yaptığımız engellemeler, kıskançlıklar, hakaretler, iftiralar, düşene bir tekme de ben vurayım halleri asıl engelleri teşkil etmekte. Yüce Allah kimseye vücudunda bir engel vermesin...nasıl da normal bir hal haline geldi değil mi...sosyal yaşantımızda bir görme, bir yürüme, bir işitme ya da konuşma engelliye rastlamayalım.

 Hadi itiraf edin her hangi bir toplu taşıma aracında konuşma engelli iki kişinin bol hareketli, işaret dilli konuşmalarında gözlerinizi kaçırıp rahatsızlık duyuyorsunuz değil mi? hayır mı emin misiniz?

Gerçekten de kendinizi bir engellinin yerine hiç koydunuz mu? mesela bir yürüme engelli olsaydınız evden hiç çıkmaz mıydınız? beni hep sağlam hali ile hatırlasınlar diyerekten herkesten uzaklaşır mıydınız, yoksa tam aksi dışarı çıkarak, gerçekle yüzleşerek hayata olumlu bakmaya devam mı ederdiniz?

Evet, Engelliler ile ilgili güzel sözler var...sevgi her türlü engeli aşar, en büyük engel sevgisizlik...asıl engel insanları kategorize edip giyinişleri, ile yaşantıları ile, inançları ile siyasi bakış açıları ile olsa gerek...oysa az yaşa çok yaşa akıbet gelir başa diye de cümlemiz var...peki kimsenin şu fani hayatta bir saniye sonra yaşayacağına dair garantisi var mı? peki nedir insanlardaki bu hırs hali...hep zengin olayım beklentisi, en güzel araba, ev, giysi benimki olsun durumu...

Son yıllarda insanlarda, kurum ve kuruluşlarda engellilere karşı ciddi, güzel bir bakış açısı oluşmaya başlamadı da değil, yeterli mi tabii ki hayır...bugün Beykoz'da acaba kaç engelli var? kaç engelli evinden yıllardır çıkmıyor?  ya da yatalak, alzaymır hastası olan kaç insanımız yaşıyor Beykoz'da?

Bakınız geçen Şubat-Mart döneminde belimde oluşan bir rahatsızlık sonrasında bir de enfeksiyon hali olunca evde günlerce yatağa mahkum oldum...yatakta vücudumu sağdan sola çeviremez halde idim, birinden yardım almadan yataktan doğrulamıyordum...hatırlıyorum da ne büyük bir karamsarlık hali yaşamıştım, moral-motivasyonum dibi bulmuş idi.

Allah'a şükür bugün ayaktayım, ya olmayanlar, hayatını yatakta geçirmeye mahkum olanlar, ki bunun yaşı da yok ...yedisinde de olabilir yetmişinde de...bizler sanki sanıyoruz ki şöyle bir 60-70'i devirelim ondan sonra bu haller gelirse o zaman  başımıza gelsin düşüncesi hakim kafalarda.

Yarın 4 Aralık, kalan sağlar bizimdir...bir daha ki engelliler gününe kadar unuttuk gitti...Yüce Allah'ımdan her bir engelliye güç kuvvet vermesini diliyorum, Allah yar ve yardımcıları olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder