10 Ocak 2021 Pazar

TALİP ERCAN, " BEYKOZ'DA BİR İZ BIRAKABİLİRSEM NE MUTLU BANA..."

 


Öncelikle 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısı ile dolayısı ile Sosyal Medyadan mesajlarını ileten herkese teşekkür ediyorum...sağ olun var olun...

Ben kendimi bildim bileli resmi anlamda bir Gazeteci olarak görmedim...bu işi severek yapan, çok sevdiği Beykoz ilçesinde bir anlamda iz bırakabilme düşüncesinde olan Beykoz Spor Kulübü sevdası ile yoğrulmuş bir insanım...

Medya-Gazetecilik serüvenimiz ile ilgili bazı Köşe Yazılarımda etraflıca bilgileri sizlerle paylaştığım için uzun uzadıya bir şeyler yazma niyetinde değilim. 1978 yılı idi galiba Abim Muammer Ercan Ziya Ünsal Ortaokuluna giderken Ermeni Mahallesi olarak bilinen Mehmet Yavuz Caddesi üzerindeki bir eskici dükkanından fotoğraf makinası almış idi. İlk kez deklanşöre o zaman basmış ve bir birimizin formalı resimleri çekmiş idik.

Sonrasında Beykoz Şahinkaya Mahallesine taşınmamız ile birlikte bambaşka bir serüvenin içinde bulduk kendimizi. Yeni Mahallemizde yaşıtlarımızın hepsi, gençler, büyükler Beykoz ile yatıp Beykoz ile kalkan, maçları kaçırmayanlar olunca önce abim, sonrasında da ben bu sevdaya tutulduk.

Bugün Meslekteki Erbabımız, üstadımız olarak nitelendireceğim, rahmet ve şükran ile andığım Hasan Albayrak'ın her Beykoz maçı sonrasında Elektirikçi dükkanının vitrinine yazdığı maç yazıları bizler farklı bir kapı açtı.

1979-80 Sezonundan itibaren Beykoz Takımı ile ilgili her maçı aldığımız Gazete Sayfalarından kesip defterimize yapıştırmaya başladık. Sonrasında ilerleyen süreçte ben Beykoz Meydanındaki Ulu Ağaca Rahmetli Muzaffer Baş Abimden gördüğüm bir geleneği yaşatarak maç duyurularını, maç Yıldızlamalarımızı, önemli dakika ve gol anlarını 4 ayrı kartona yazıp asmakta idim.

Yani bir zamanlar bizler nasıl Rahmetli  Hasan Albayrak'ın dükkanının vitrininden maç yazılarını okuyorsak, Beykozlular da benim yazılarımı okumaya başlamıştı. O tarihi Çınar Ağacının gövdesine kartonları tutturmak için raptiye asarken az parmaklarımız delik, delik olmadı.
 
Yıllar yılları kovaladı...bu kez tribünlerde farklı bir kimliğe büründük...geçenlerde hesap ettim Beykoz maçları dahil 41 tane Kente gitmişim...Beykoz Stadında 90'lı yılların başında pankartları asıp, toplayan  Komando Talip lakaplı biri idim. Hatta bir Darıca Deplasmanında astığımız pankartları indiren Darıcalı Futbolculara uçarak yaptığım hamle gazetelerde yer almıştı.

Hayatta Sarı-Siyah renkler dışında bir renk sevmedik, Beykoz Kulüp Arması dışında Arma öpmedik...bir Ayyıldızlı Bayrak bir de Sarı-Siyah bayrak sevdamız bitmedi.

1990'lı yıllarda pankartları asarken dönemin pek çok gazetecisi, foto muhabiri ile aşina olduk, muhabbetler kurduk. Artık Beykoz maçlarından haberlerin yayını azalmaya başlamıştı. Ne yapayım edeyim derken bu kez işte o tanıdığım gazeteciler vasıtası ile Beykoz Maç haberlerini telefonla, faksla iletmeye başladım.

Hiç unutmam ilk kez Günaydın Gazetesinin Zincirlikuyu'daki adresine gidip Spor Sayfa Sorumlularından Hüsamettin Acar'a teslim etmiştim hafta içi maç hazırlıkları haberimi Karta basılı resim ile birlikte. 

Bu arada Spor Medyası dışında medyadaki ilk haberim 1980'li yılların ortalarında Türkiye Çocuk Dergisinde çıkan bir Şiirim idi. Maalesef onu bulamadım. Neyse sonrasında spor medyasında tanınmaya başlayan biri olarak Fotospor'dan gelen ilk teklif, ilk ismimim çıktığı haberler...Kıbrıslı ünlü İşadamı Asil Nadir'in Oğlu Birol Nadir'in idi gazete.

Sonrasında satıldı, bir bocalama yaşanmaya başlandı gazetede, Kuştepe'de bulunan Merkezinde yemekler bile çıkmaz oldu. Neyse satılınca gazeteden birçok isim Fanatik Gazetesine de geçiş yapınca bize farklı bir pencere açıldı. Kapanana kadar da müthiş bir çalışma yaptık. O dönem özellikle Amatör Maçlara 2 sayfa ayıran bir gazete idik. 

İlk profesyonel 2.Lig maçını Şenlikköy Stadında Bakırköyspor-Çanakkale Dardanelspor maçı ile yazdım...maç berabere bitince başlığı - Bakırköy Ton Balığını Yiyemedi - diye atmış idim.

Fotospor'da yazarken aynı anda Fanatik Gazetesindeki Beykozlu Abimiz Tunç Kayacı'nın Salı Günleri hazırladığı 2ve 2.Lig Haftanın Panoramasında bir keşe vardı her hafta 3-4 takımdan kısa haberlerim Babam Mustafa Ercan imzası ile çıkardı.

Tabii ki ben bu çalışmaları yaparken Türkiye'nin en köklü firmalarından birinde çalışıyordum. Hafta sonlarım tatil idi, hafta içleri de işten çıkıp bu mesleği sıfırdan tüm kuralları ve özellikleri ile öğrenmiştim. 2 sene sonrasında Türkiye 2 ve 3.Liglerinde mücadele eden tüm  takımların renklerini, antrenörlerini, Başkanlarını sayabilen bir isim olmuştum.

Hatta ileriki süreçte İddia olayı da çıkınca pek çok arkadaşıma bu bilgi dağarcığımdan aktarımlar ile maç sonuçlarında sürpriz sonuçları da ileterek bir hayli para kazandırdım. İşin ilginci ben birkaç kez oynadım tutturamadım hiç, en son bir hafta süre verdim kendime yine tutmayınca bugüne gelinceye dek elimi sürmedim İddia tahminlerine.

Fotospor kapanınca Mustafa Zeki'nin Ekibi olarak Günaydın Gazetesine geçiş yaptık. Orada da 2 ve 3.Lig ağırlıklı haberler yaptık. Özellikle Yaz Kamplarına gidip haberler iletmeye başladık. Bir sonrasında Akşam-Güneş Grubunda bulduk kendimizi. Artık evlenme vaktimiz de gelince işe biraz ara vereyim dedim. Fotomaç Gazetesinde Köşe Yazılarım da çıkmakta iken bıraktım. 

Sonrasında Zeki Aksu'nun Beykoz Haber Gazetesi ile birlikte Yerel Gazetecilik serüveni başladı, dönemin düzenli çıkan ilk gazetesi idik. Genel Medyada Beykoz ile ilgili bir haberimin Fotomaç Gazetesinde çıkması yani Teknik Direktör Zafer Çağın ve 7 futbolcu ile yolların ayrıldığı haberinin gazetede farklı bir başlık ve içerikle çıkması sonrasında  hiç hatırlamak istemediğim sıkıntılı mahkeme süreci yaşadım. Küstüm her şeyi bırakayım dedim...hayatımda ilk kez bir haberim yalancı bir adam yüzümden -Ben demedim - diye yalanlandı.

Beykoz Kulübü adına kurban edilmiş idim...sonrasında Beykoz İlçesinden olsun farklı ilçelerden olsun birçok gazetenin kuruluşunda yazılarım ile desteğim oldu...Bizim Beykoz Haber, Dinamo, Yiğit, Yiğit Spor Dergisi, İntermedya Dergisi, İlkses, Üsküdar Gazetesi, Şişli Gazetesi, Şişli Aktuel Gazetesi, Gündüz Gazetesi, Bilgi Beykoz, ve son olarak Dost Beykoz ile yola devam ederken, 2009 yılından beri kendime ait İnternet Sitesi çalışmalarım ile bugünlere geldim.

Aralarında Adıyaman Söz, Yalova Haber Gazeteleri de olmak üzere bazı Anadolu Medya organlarında yazılarım çıktı.1990'lı yılların başında ilk Beykoz Haberlerini Gazeteler dağıtmak, elden teslim etmek için o kadar farklı gazetelere gittim ki...Akit Gazetesinden Cumhuriyete, Milli Gazeteden Akşam'a çok farklı gazeteler idi bunlar. Her bir çıkan haberlerimiz arşivde yerini aldı.

Bu işe yani Gazete, Medya dünyasına bir adımını atan ölünceye kadar bırakmak istemez. Beykoz'da bir birinden değişik Gazeteler ve Haber Siteleri var...hepsinde emek harcayan arkadaşlara kolaylıklar diliyorum. Her birinin farklı tarzı var...saygı duyuyorum...

Geriye dönüp baktığımda 30 yılı bulan bir serüveni görebilmekteyim...iyisi ile kötüsü ile yıllar geçti...artık meslekte üstat diye tanımlanan noktaya geldik...eğer ki gazetecilik serüvenim olmasa idi, kırkın üzerinde kente gidebilir miydim? onca anı biriktirebilir miydim şüpheliyim...

Artık farklı uğraşlara bıraktım kendimi...özellikle Beykoz Spor Kulübü Tarihine not düşebilecek çalışmalara verdim kendimi. İstanbul Üniversitesinin bir projesi kapsamında 1920-50 arasında birçok gazeteyi sayfa sayfa tarayıp Beykoz ile ilgili haberler bulup çıkardım. Hatta Servet-i Fünun Dergisinden 1912 yılından bir Beykoz Çayırı fotoğrafına kadar indim.

İnternetin geniş, sınırsız kaynaklarından Beykoz ile ilgili hem spor hem de değişik haberleri ulaşmaya devam ediyorum. Her zaman farklı projeler de vardı kafamda...mesela en son Beykoz'un Lakaplı Futbolcuları adlı bir çalışma yapmaktayım.

Son olarak şunu söylemek isterim ki eğer ki çalıştığım ve sonrasında emekli olduğum işyerimden farklı bana yapılan tekliflere olumlu yanıt verebilmiş olsaydım medyada çok farklı yerlerde olurdum, ancak hiç de pişman değilim...basın-medya sektörü ne kadar güzel olsa da maddi anlamda hep fedakarlık gerektirmekte...batan-kapanan gazeteler işsiz kalan birçok insan...

28 sene sonra çalıştığım Holdingden emekli oldum...bu süre zarfımda işimi hiç ihmal etmedim, namusum ile emeklilik hakkımı elde edip ayrıldım. Boşa hiç vaktim geçmedi, kahvehane nedir bilmedim, fazla uyuyan biri de değildim, biraz yoruldum ama hiçbir zaman pişmanlık duymadım. Boş olan her anımı kitap okuyarak ve spor medyasında haber peşinde koşarak geçirdim. 

Beykoz'daki Medya-Basın çalışmalarımda 27 ayrı spor dalından, branşından haber yapmışım....hiçbir il ya da ilçe medyasında çalışmalarında bu kadar farklı spor dalından haber yapan kaç kişi vardır yada bu sayıda var mıdır bilemeyeceğim... 

Maddi anlamda kazancım oldu mu? son 3-4 seneye kadar bir tane bile reklam gelirim olmadı. Sağ olsunlar bazı dostlarımız destek oldular...çoğu zaman hep cebimizden katkı yaptık masraflarımıza...şimdilerde birkaç dostumuzun yardımları ile verdikleri reklamlar ile var olmaya çalışıyoruz. Cebimizde İstanbul Kartımız ile maçtan maça koşacağımız günleri bekliyorum yine...

1978 yılında elime ilk aldığımız fotoğraf makinası sonrasında çok makine değiştirdim ama duruşumuzu değiştirmedik. Bu fani alemde iz bırakabildiysek ne mutlu bana...

Yönetimini Abim Muammer Ercan'ın üstlendiği www.beykozhaber1908.net ve benim yönetimimde olan www.beykozhavadis.net Haber Sitelerimiz ile hizmet vermeye devam ediyoruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder