28 Ocak 2022 Cuma

DÜNYA HANDIR HAN İÇİNDE YAŞANIRMIŞ GAM İÇİNDE....

 

Dünya halini anlatan en iyi şarkılardan birisi olarak görürüm...her bir kelimesinde nice anlamlar bulunabilir...

1970 ve 80'li yıllarda düğün salonlarında oyun havası olarak çalındığını çok iyi hatırlamaktayım...Hey gidi koca dünya gam yükümüsün, söyle söyle fani dünya dert küpü müsün...

Bu dünyada zengin olsun, fakir olsun, şu düşüncede olsun bu düşüncede olsun mutlak surette bir dert tasa hali bulunmakta...etrafınızı bakın fazlası ile görmek, duymak, bilmek mümkün.

Kimi hastalıktan, kimi borçlarından, kimi kocasından, kimi çocuğundan, kimi patronundan, kimi ise işçisinden dertli mi dertli...

İşte bu dert anlarında herkes tabiri caizse farklı limanlara demir atmakta, sığınmakta...kimi Allah'a daha sıkı sığınıp ibadetlerine daha da bir önem verir, dinin gereklerini sosyal yaşantısında uygular kimi ise sabahtan akşama değin kahve köşelerinde kağıt oyunları ile bir diğeri ise içki kadehlerinde alır soluğu...ama eve geldiklerinde, döndüklerinde dertleri bekler yine onları.

Birkaç kez yazdım hatta benden sonra da birkaç yerde okudum izledim...hadi diyelim bir insan ömrü 60 sene normal şartlarda günde 8 saat uykuyu katın gitti üçte biri yani 20 sene...bebeklik, çocukluk, gençlik yılları da katın gitti mi kimi bu yıllara uyku anlarına da dahil 20 sene...çalışma hayatı, stres, çocuklar, evlenme ve evlendirme zamanları, borçlar ile geçen yıllar...

Tam emekli oldum artık yaşayacağım hayatımı dersiniz kendimden örnekleme yaparsam 49 -50 yaşında gelen emeklilik...hemen herkeste kıyıdan köşeden kendini gösteren hastalık halleri, geçim sıkıntıları  ve diğer sorunlar...artık erken yaşlarda da duyulmaya başlayan bizim de annemizde yaşadığımız Alzaymır hastalığı...

Biz sokak, cadde ve sahillerde yürüyüş yaparken yanınızdan geçen bin bir sıkıntı yaşayan insanlar...alışkanlık üzere sorulan " Nasılsın? " sorusu ve çoğu zaman gelen " Allah'a şükür " cevapları...oysa yukarıda saydığımı bin bir dertten muzdarip bir hal varken verile bu cevap...

Çocukluk ve gençliğimizde zengin lüksümüz televizyonlar idi...cebimizde bir simit parası varsa ne mutlu öğrencilerdik, zaten evlerden beslenme çantaları ile geçti ilkokul, sonrasında evlerden ekmek arası domates, peynir ile geçen orta öğretim...

Ya şimdiki gençlik ? aileler zaten kırk kanaat geçinmekte, çocuklarına sabahları okula giderken verilecek 10 lira bırakabilen şanslı, ha 50-100 lira veren de var ki o başka hikaye...okula giden lise çağlarındaki gençlerde sigara içme oranı zaten müthiş artmış, annelerinin verdiği paraları denkleştirip ortaklaşa paket sigara almaktalar...

Beykoz'un sokak ve caddelerinde yürürken neşeli sohbetler ile geçen gençleri görüyorum, aklımdan geçiyor ceplerinde acaba kaç liraları var? öte yandan kabadayıvari  tiplere bürünmüş önüme çıkanı ezerim görünümlü gençler...hele ki genç kızlarda müthiş bir sigara içme alışkanlıkları...

Bu gençler askerliklerini yapacak, sonrasında nerede iş bulacaklar? bu sebeple siyasi partilere kendilerini atan iş için sağlama almak isteyen birçok genç var...aman çok görüneyim de yarın öbür gün bir işe koyarlar beni diye çabalayıp durmaktalar...

Ve bunca sıkıntı varken ülke olarak yerel ve genel yönetimlerin israfları...o kadar açlık sınırında, zor durumda aileler, insanlar varken konserler, eğlenceler, yapılıp bozulan yollar...aciliyet gerektirmeyen işler ve heba olan paralar...

Sokaklardaki belediyelerin pankartlarına bakın görürsünüz kaç kişinin izlediği meçhul oyunlar, sohbetler, söyleşiler, özel günler...o bu belediye diye de ayırmıyorum...vay efendim şu konser için bu kadar para mı ödenirmiş, eee sen de kendi görüşüne uygun sanatçılara vermedin mi?

Şu fani dünyada 1 dakika mutlu anınız geçiyor mu siz ona bakın derim, parti farkı, siyasi görüş farkı, yaşam, giyim farkı deyip kimseye küsmeyin darılmayın değmez...

Bakın çevrenize şu pandemi sürecinde komşularını, akrabalarınız, tanıdıklarınızdan kaç kişi vefat edip göçtü...bizim Şahinkaya Mahallesinde sağımızdaki, solumuzdaki 50 metre ötemizdeki nice komşularımızı kaybettik...

Mutlu olmaya bakın dostlar, arkadalar, kardeşlerim...her dakika, her gün, her ay ve yıl zamanı sizin için geriye doğru hızlı adımlar ile sarıyor, dönüyor saatler...

Sakın ha sakın da kul hakkı ile gitmeyin bu alemden, kimseyle kırgın olmayın sudan sebeplerden...geriye sayım devam ediyor...daha ev alacaktım, araba alacaktım, çocuğu eğlendirecektim, Hacca gidecektim, Antalya'da tatile gidecektim, köydeki evi tamir edip orada yaşayacaktım kalan ömrümü diye uzun vadeli planlar yapadurun geriye sayım bütün hızı ile devam ediyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder