24 Mart 2021 Çarşamba

MUAMMER ERCAN, " BEYAZ BİR KAYIK..."


Yaşam her ne kadar acısıyla tatlısıyla diye başlamış olsa da... Bu hayatta birçoğumuz  kendince güzel şeyler  de yaşamışızdır. Kazanımlarımız her ne olursa olsun, geçmişi özlemle anarız. Bir şeylere sahip olduğumuzda ise mutlu olacağımızı sanırız. 

Oysa mutlu olmak sanıldığı kadar zor değildir. Mutlu olmak için yapılması gerekenler ise çok kolaydır. Sizi anlayan, size değer veren,  insanlarla iletişim kurun. Sevdiğiniz, hoşunuza giden şeylerle meşgul olunuz. Kötü enerjisi olan insanlardan ise mümkün olduğu kadar uzak durunuz. Her fırsatta spor yapınız. Kendinizi sahillere, ormana, doğaya atınız. Diyerek yazıma başlıyorum.  

Beyaz bir kayık biz kiraladık. 

Üç aylık yazı nasıl yaşadık. 

Bir gün Küçüksu bir gün Sarıyer 

Kandilli BEYKOZ  sevenler gezer. Diye başlayan güzel bir aranjman parçadan söz etmekteyim. 

Bir anda, Fecri  Ebcioğlu’nun sözlerini yazdığı, Nilgün Atılgan’ın seslendirdiği, BEYAZ BİR KAYIK, şarkısının sözleri geldi aklıma. Nedenine gelince, o yıllarda çok güzel, bambaşka bir İstanbul vardı. 

Hepsinden önemlisi, İstanbul’da yaşamak her anlamda bir başka güzeldi. Tüm ihtişamıyla, tarih kokan dokusuyla, mesire alanlarıyla, yazlık sinemalarıyla, yalılarıyla boğazda yaşamak bir ayrıcalık idi. Nostaljik semtleri, o yılları anlatan güzel bir şarkıdan söz etmekteyim. Neyse biz şarkının diğer sözlerine dönelim... 

Çek kayıkçı kürekleri 

Gezdir seven şu kalpleri

Mavi deniz martılardan Ayırma sevenleri. 

Gerçi bizler o yıllarda her ne kadar çocuk yaşta olsak da, şarkının sözleri oldukça güzeldi. Aile bağlarının kuvvetli olduğu. Maddiyatın değil de, maneviyatın ön planda olduğu o güzelim yıllarda bahsetmekteyim. Tertemiz duyguların, kirlenmemiş aşkların yaşandığı o güzel yılları anlatmaktayım. 

Daha sonrasında. 

Mehtap olunca doğru Kanlıca 

Gece gün olur gözler bakınca

Boğaz köprüsü inci gerdanlık 

Altından geçtik kahkaha attık. 

Yokluğun, fakirliğin olduğu, fakat kahkahaların eksik olmadığı, sözün senet olduğu, ev kapılarının kitlenmediği, komşuluk,  akraba ilişkilerinin en üst  düzeyde olduğu o güzelim yıllardan bahsetmekteyim. 

Aslında hepimizin hayatında keşkeler olmuştur. Keşke zamanı geri almak elimizde olsa idi. Acaba kaçımız o güzelim, gençlik  yıllarımıza dönmek istemezdi. 

Şarkının son bölümünde ise...

Sevmek ne güzel tatlı heyecan 

Bir çay içelim işte Emirgan 

Eller birleşti bir çift kürekle 

Yüzükler taktık Beylerbeyinde diye devam eden güzel bir şarkı. Yazlık sinemalar, tahta sandalyeli çay bahçeleri, Elvan, Akola, Ankara gazozların içildiği o güzelim yıllarda kaldı aklım. 

O tarihlerde eskilerin en büyük eğlencesi plaklar, pikaplar, kaset çalar bir teyp ve siyah beyaz olan televizyonlar idi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder